5 yıl üst üste dünyanın en keyifli ülkesi seçildi! Finliler neden bu kadar keyifli?

5 yıl üst üste dünyanın en keyifli ülkesi seçildi! Finliler neden bu kadar keyifli?

5 yıl üst üste dünyanın en keyifli ülkesi seçildi! Finliler neden bu kadar keyifli?

Dünyanın en kuzeyinde, sert bir iklime sahip bir ülkenin dünyanın en memnun ülkesi olması mümkün mü? Mümkünse nasıl mümkün? Öncelikle Finliler vakitlerini en yeterli halde nasıl kullanacaklarını biliyorlar. Yazın havalar ısındığında Finliler, öteki milletler üzere, boş vakitlerini koltukta oturup televizyon izleyerek geçirmektense dışarıda geçirmeyi tercih ediyorlar.

Diğer ülkelerdeki beşerler çok daha hoş havalarda birebir formda hissediyorlar. Pekala Finlandiya hakkında eşsiz olan nedir? Finlandiya neden bu kadar memnun? Finlandiya yaşamak için düzgün bir yer mi? Finlandiya’nın neden dünyanın en memnun ülkesi olduğuna dair tüm soruların cevapları burada.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan Ülkelerin Memnunluk Endeksi’nin araştırmasında tekrar Finlandiya birinci sırada geldi.

Ülkelerin gelir dağılımları, etraf ve güvenlik şartları, hayat müddeti ve toplumsal hayat standartları üzere birçok kriterin değerlendirildiği araştırmada, son 5 yılda olduğu üzere geçen yıl da Finlandiya 7809 puan alarak dünyanın en memnun ülkesi seçildi.

SAĞLIK HİZMETLERİ ÜST DÜZEYDE

Finlandiyalıların 5 yıl üst üste en memnun ulus seçilmesi, onların neden bu derece keyifli olduğuyla ilgili bir dizi araştırmanın yapılmasını da sağladı. Dünyanın çeşitli yerlerindeki uzmanlar, memnunluk kaynağının büyük ölçüde itimat duygusu olduğunda birleşiyorlar. Bu itimadı oluşturan ögelerin başında kaliteli halk sıhhati hizmeti geliyor. Toplumsal gelişimi oluşturan en değerli faktörlerden biri olan sıhhat konusunda Finlandiyalılar, her durumda en uygun hizmeti alacaklarını ve hem kendi sıhhatlerinin hem de çocuklarının sıhhatinin devlet garantisinde olduğuna inanıyorlar. İşlerini ve gelirlerini kaybetmeleri durumunda dahi, sıhhat hizmetlerine üst seviye kalitede ulaşabilecekleri konusunda kendilerini inançta hissediyorlar.
Finliler, bilhassa maddi zenginliklerini sergileme konusunda nitekim hassaslar.

GÖSTERİŞTEN UZAKLAR

Finlandiya’da son derece güçlü beşerler, gösterişli hayat üsluplarıyla servetlerini sergilemekten kaçınırlar. Nitekim de birçoğu mütevazı bir hayat stili sürmeye devam ediyor. Kimileri toplu taşımayı kullanmak için lüks araçlardan vazgeçiyor.
Finlandiya’nın en güçlü adamlarını tramvayda görebilirsiniz. Kendine değerli bir otomobil almak ya da sürücü tutmak yerine toplu taşımayı tercih ederler. Finlandiya’da başarılı ve memnun beşerler ‘herkes gibi’ görünür.
2021’de yapılan bir ankete nazaran ise, Finlilerin yüzde 87’si tabiatın onlara iç huzuru, güç ve rahatlama sağladığı için değerli olduğunu düşünüyor.
Finlandiya’da çalışanların dört haftalık yaz tatili hakkı vardır. Birçoğu bu vakti kırsalda tabiatla iç içe geçirmeyi tercih ediyor. Büyük kentlerde de bol bol park alanı var.

DÜRÜSTLÜK VE GÜVEN

Sosyal itimat nasıl oluşturulur? Kolay yanıt, şayet itimadımızı kazanırlarsa insanlara güveniriz. Bu tam olarak ne manaya geliyor? Bu, birçok insanın, örneğin diğerlerinin mülküne hürmet duyma manasında kusursuz bir dürüstlükle davrandığı manasına gelir.
Araştırmalar, bir ülkede inanç seviyesi ne kadar yüksekse vatandaşlarının o kadar memnun olduğunu gösteriyor.
Bu sonuç, cüzdanların kaç adedinin sahibine iade edildiğini araştırmak için kasıtlı olarak işlek caddelerde bırakıldığı “düşürülmüş cüzdan” deneylerinden ortaya çıktı. Finliler bu testi büyük muvaffakiyetle geçti. Cüzdanların onda dokuzu iade edildi.

KAYIP CÜZDAN DENEYİ

2022’de bir ‘kayıp cüzdan’ deneyi yapıldı ve dünya çapında 16 kentte 192 cüzdan düşürülerek vatandaşların dürüstlüğü test edildi. Helsinki’de 12 cüzdandan 11’i sahibine iade edildi.
Fin halkı birbirlerine güveniyor ve dürüstlüğe paha veriyor. Kütüphanede ya da otobüste unuttuğunuz telefonunuz size çok büyük ihtimalle geri dönüyor.
Çocuklar okula kendileri gidip geliyor, sokakta rahatça oynayabiliyor.
Avrupa’nın kilometrekareye düşen insan sayısının en az olduğu ülkesinde 5.5 milyon insan yaşıyor. Nüfusun bu kadar az oluşu, beşere yönelik yatırımı da kolaylaştırıyor. Arabadan fazla saunanın olduğu argüman edilen Finlandiya’da günlük hayatın normali olan saunalar da insanı rahatlatan, ağrıları azaltan ve gerilimi yok eden bir tesir sağlıyor. Dünyanın en pak suyuna sahip Finlandiya’da, geri dönüşüm uygulamalarının yanı sıra, karbon salımından doğal güç kullanımına dek tüm alanlarda çok kıymetli adımlar atılmış durumda.

DOĞAL DÜNYAYLA BAĞLANTILI

Finlandiya’da mutluluğun bir öteki desteği da insanların doğal dünyayla kurdukları bağlardır.
İnsan rastgele bir ülkede tabiata yakın olabilir, lakin Finlandiya’nın insanları yırtıcı alanlarına çeken pek çok doğal avantajı var, bunlara kutup ışıkları (Aurora borealis) görünümü da dahildir. Emekçiler bir aylık yıllık müsaade alırlar. Birçoğu vakitlerini uzak yerlerde, çoklukla elektriği ve hatta akan suyu olmayan kolay kabinlerde geçirmeyi tercih ediyor.
Bir açıdan bakıldığında, bu yıllık kesinti, yavaşlama ve tabiatın ritimleri tarafından denetim edilen bir ömür biçimine öncülük etme fırsatı sunuyor. Elektrik olmayınca insan hava kararınca uyumaya, güneşle birlikte yükselmeye meylediyor. Bu, düzgün bir gece uykusu çekmek için çokça fırsat olduğu manasına gelir.
Kırsal kesimde daha kolay bir hayat üslubunun bu temel dinamiklerinin ötesinde, psikologlar yalnızca doğal bir görüntüde vakit geçirmenin sakinliğe neden olduğunu ve kan basıncını düşürdüğünü kabul ediyor. Bunun sıhhat ve memnunluk üzerinde açıkça tesirleri var.
İronik bir biçimde, Finliler, sübjektif değerlendirmeleri refah ve ömür kalitesine dokunan objektif ölçütlerle birleştiren anketlerde en üst sıralarda yer alana kadar çoğunlukla kendi memnunluklarının farkında değillerdi.

SUSKUN LAKİN MUTLU

Finlandiya’da yaşayanlar kendilerini ekseriyetle sessiz yahut içine kapanık olarak tanımlarlar. Kendi hayatlarının ne kadar düzgün olduğu konusunda seslerini yükselten insanlardan nefret ederler. Utangaç tutumlarına karşın, tekrar de kendilerini son derece mutlu olarak değerlendirirler.

GÜÇLÜ TOPLUMSAL DAYANAK SİSTEMLERİ

Finlandiya ve öteki İskandinav ülkeleri gezegendeki en uygun toplumsal takviye sistemlerinden birçoğuna sahiptir. Kozmik sıhhat bakımı, eksiksiz ve düzgün finanse edilen eğitim, personeller için cömert müsaade siyasetleri, fiyatlı doğum müsaadesi, babalık müsaadesi ve sübvansiyonlu çocuk bakımı dahil ve toplumdaki en fakirler için güçlü bir toplumsal güvenlik ağı, bu ülkelerdeki siyasetin ayırt edici özellikleridir.

MUTLULUĞUN 3 SIRRI

CNBC’ye konuşan ve mutluluğun temellerini inceleyen Finli araştırmacı Frank Martela ise, Finlandiya’daki insanların hayatlarından bu kadar şad olmasının nedenini inceledi.
İşte bu incelemeye nazaran Finlilerin mutluluğunun 3 sırrı:

1. KENDİMİZİ KOMŞULARIMIZLA KIYASLAMAYIZ

Finli bir şairin “Mutluluğunuzu kıyaslamayın yahut bununla övünmeyin” kelamını aslında direkt uygulayan Finliler, bilhassa maddi ve aleni zenginlik şovları kelam konusu olduğunda bunu hakikaten ciddiye alırlar.
Martela bu olayı şu sözlerle anlatıyor: “Bir defasında Finlandiya’nın en güçlü adamlarından biriyle karşılaştım. Yürümeye başlayan çocuğunu bebek otomobilinde tramvay istasyonuna yanlışsız itiyordu. Kendine değerli bir otomobil alabilir ya da sürücü tutabilirdi ancak toplu taşımayı tercih etti. Finlandiya’da muvaffakiyet bu türlü görünüyor, yani tıpkı herkes üzere.”
Martela’ya nazaran gerçek mutluluğa giden birinci adım, kendinizi diğerleriyle karşılaştırmak yerine kendi standartlarınızı belirlemektir.

2. TABİATIN YARARLARINI GÖZ ARKASI ETMEYİZ

Mutluluk, anlaşılması güç bir terim üzere görünebilir. Herkes farklı anlıyor. Çeşitli sözlere nazaran memnunluk, kişinin hayatının nasıl gittiğinden duyduğu memnuniyeti söz eder. İskandinav ülkeleri, düşük cürüm düzeyleri, fiyatsız eğitimleri ve olağan ki sıhhat sistemleri nedeniyle Memnunluk Raporunda çok üst sıralarda yer alıyor ve daha fazla şeyi isimlendirmeye devam edebiliriz.

2021′de yapılan bir ankete nazaran ise, Finlilerin yüzde 87′si tabiatın onlara iç huzur, güç ve rahatlama sağladığı için kıymetli olduğunu düşünüyor.
Finlandiya’da çalışanların 4 haftalık yaz tatili hakkı vardır. Martela’ya nazaran birçoğu bu vakti kırsal bir bölgeye gitmek ve kendini tabiata kaptırmak için kullanıyor. Meskende elektrik yahut akan su olmasa bile “Daha az konfor, daha iyi” mantığı hakim oluyor.
Martela’ya nazaran tabiatta vakit geçirmek canlılığımızı, iyiliğimizi artırır ve bize ferdî gelişim duygusu verir.

3. TOPLUMUN İNANÇ ÇEMBERİNİ BOZMAYIZ

Araştırmalar, bir ülkede inanç seviyesi ne kadar yüksekse vatandaşlarının o kadar keyifli olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya nazaran Fin halkı birbirlerine güvenme ve dürüstlüğe bedel verme eğilimindedir. Dizüstü bilgisayarınızı bir kütüphanede unutursanız yahut telefonunuzu trende kaybederseniz, onu geri alacağınızdan hayli emin olabilirsiniz.
Yani Martela’ya nazaran bunun sırrı çok net: “Topluluğunuz için nasıl görünebileceğinizi düşünün. Nasıl daha fazla inanç yaratabilirsiniz? Bu inanç üzerine inşa edilen siyasetleri nasıl destekleyebilirsiniz? Yabancılara kapı açmak yahut trende koltuktan vazgeçmek üzere küçük hareketler de fark yaratır.”

BASİT ZEVKLER KÜLTÜRÜ

Fin kültürü başka kültürlere göre daha kolay zevkleri vurgular. Finlandiya büyük ormanlarla kaplıdır, uzun ve dondurucu kışlarında bile Finliler dışarıda çok vakit geçirir. Daha sıcak havalarda, Finlerin birçok bahçeyle uğraşmaktan hoşlanır ve meyve toplama mevsimi, çocuklardan yaşlılara kadar herkesin sepetlerini meyvelerle doldurduğu ve hasatla birlikte börek ve hamur işlerinin pişirildiği bir mevsimdir.

The Economist’in önerdiği üzere, “Finlandiya’nın mutluluğunun sırrı ne kadar sıkıcı olduğu olabilir. Bir Fin atasözü bunu çok yeterli özetliyor: ‘Mutluluk, kendi kırmızı yazlık kulübenize ve bir patates tarlasına sahip olmaktır.”’

Finlandiya’nın en kıymetli kültürel mihenk taşlarından biri, Finliler tarafından uzun yıllardır kullanılan saunadır. Keyifli bir ortak aktivite olmasının yanı sıra, sauna seansının sıcaklığı, kişinin terlemesi rahatlama ve fizikî detoks sağlar. Sauna alışkanlıkları sorulduğunda, Finlandiyalıların %99’u haftada bir yahut daha fazla saunaya gittiklerini bildirdi.