İstanbul’daki köprünün betonundan midye kabukları çıktı!
İstanbul’da beklenen olası deprem köprü, üst geçit ve viyadüklerin sağlamlığını da gündeme getirdi. Kritik noktada bulunan Maltepe kavşak köprüsünün betonunda ortaya çıkan midye kabukları tedirgin etti.
İstanbul’daki köprünün betonundan midye kabukları çıktı!
İstanbul’daki köprünün betonundan midye kabukları çıktı!
İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı Malzemeleri Laboratuvarı Sorumlusu İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Hasan Yıldırım, köprünün incelenip iyileştirme ve güçlendirme yapılması gerektiğini belirtti. Yıldırım, “Burada beton yüzeyinde yıpranmalar var. Yıpranma olan yerlerde açılmalar var, açılma olan yerlerde de demirlerin paslandığını görüyorum. Bu gibi köprülerin ne kadar varsa incelenip elden geçirilmesi, gerekiyorsa onarılması lazım” dedi. Jeofizik Yüksek Mühendisi Sarper Celasun ise, “Beton kalitesi oldukça düşük. Deniz kumu kabuğu olan yapılar zaten riskli” şeklinde konuştu.
MİDYE KABUKLARINI GÖREN ŞİKAYET ETTİ
Türkiye’yi sarsan büyük depremler sonrası gözler İstanbul’a çevrildi. Kentte yapı stoku tartışılırken uzmanlar kritik noktalarda bulunan köprü, üst geçit ve viyadüklere dikkat çekiyor.
Çökmeleri konusunda olası depremde yardımın ulaşmasına engel olacak yapıların güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Maltepe’de D100 Karayolu üzerinde bulunan kavşak köprüsü de o noktalardan bir tanesi.
Köprünün paslı ve eğrilmiş demirleri, çatlak duvarları ve betonundan ortaya çıkan midye kabukları sonrası İBB’ye şikayet yağdı.
“KÖPRÜLERİN KİRİŞLERİNİN AŞAĞIYA DÜŞTÜĞÜ DURUMLAR OLDU”
İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı Malzemeleri Laboratuvarı Sorumlusu İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Hasan Yıldırım, Gölcük depreminde viyadüklerin üzerindeki köprülerin kirişlerinin düştüğünü belirterek, “Viyadük gibi gördüğünüz yerlerde köprüler var. Viyadük perdelerinin üzerinde köprülerin kirişleri var.
O köprü kirişlerinin üzerinden de taşıtlar geçiyor. Deprem salınımları olduğunda zaman viyadüklerin üzerindeki köprülerin kirişlerinin aşağıya düştüğü durumlar oldu. Bu düşmeler olduktan sonra buralarda önlem almak için çalışmalar yapıldı. Bu köprü kirişlerinin kenarlarına yerinden kaymasın düşmesin diye çelik profiller ile kayma önleyici eleman montajı yapıldı. 99 depreminde bu kirişlerin bir kısmı yerlere düştü, mesnet dediğimiz kirişlerin oturduğu yerler aşağıya düştü. Kırılma olmadı, deprem salınımında kirişler aşağıya düştü. Bu olayların yaşanmaması için kirişlerin tutturulması gerektiği için önlemler alındı” dedi.
“BURALAR ELDEN GEÇİRİLİRSE ÖMRÜ UZUN KÖPRÜLER HALİNE GETİRİLİR”
Prof. Dr. Hasan Yıldırım, Marmara ve İstanbul’da olması beklenen depremi hatırlatarak, Maltepe kavşak köprüsünün yıprandığını dile getirdi. Yıldırım, köprünün incelenip iyileştirme ve güçlendirme yapılması gerektiğini belirterek, “Burada ise beton yüzeyinde yıpranmalar var. Yıpranma olan yerlerde açılmalar var, açılma olan yerlerde de demirlerin paslandığını görüyorum. Bu gibi köprülerin ne kadar varsa incelenip elden geçirilmesi, gerekiyorsa onarılması lazım.
Bunlar yapılmazsa ömürleri daha kısa olacak. Bu demir pasları temizlenecek, çaplarda eksilmeler varsa iyileştirilmesi gerekecek. Bu yapacağımız onarımlar yıpranmış yerlerin iyileştirilmesi anlamına gelir. Buralardan karotlar alınabilir, demirleri incelenebilir, çap eksilmesi varsa iyileştirme haricinde güçlendirme de yapılabilir. İyi ki burayı görmüşsünüz. Buralar elden geçirilirse ömrü uzun köprüler haline getirilir. Deprem olduğunda bu kirişlerin aşağıya düşmesi problem olur. Yüzeyi yıpransa bile sorun olmaz ama üzerindeki kirişlerin düşmemesi gerek.
Burası dön etkisinden çözülmüş. Yağmur sularının tesadüf etmesiyle buz tutmasıyla dökülmüş yerler olarak görülüyor. Bu sadece soğuk havada suyun buz tutmasıyla dökülebileceği gibi tuz etkisiyle yüzey soyulmuş. Soğukta ıslanmış yerin buz tutarak parçalanmış olduğunu gösteriyor. Köprünün ana perdesinin elden geçirilip iyileştirilmesi lazım, yapılmasa zamanla demirler eksilir deprem açısından riskli duruma gelir” diye konuştu.
“MAALESEF BURASI DIŞ ETKENLERE ÇOK AÇIK KALMIŞ”
Jeofizik Yüksek Mühendisi Sarper Celasun ise, “Yerin depremi büyütmesi ve yapının deprem sırasında rezonansa girmesine bakıyorum. Maalesef burası dış etkenlere çok açık kalmış. Bunlardan dolayı içerisinde paslanmalar olmuş.
Beton kalitesi düşmüş sıkıntılı bir yapı. Bir yapının depremde ne olurunu tam olarak söylemek için yerde nasıl etki edeceğini de söylemek gerek. Yerin depremde nasıl çalkalanacağına bakmamız gerek. Yapının bulunduğu yerin depremi ne kadar büyüttüğüne bakıyoruz. Yerde ölçümleri alıyoruz.
Burada gördüğünüz açılmalar ve içerisindeki deniz kabukları beton kalitesinin düşük olduğunu gösteriyor. Dış etkenlere de maruz kalarak artık parçalandığını görüyoruz. Demirler yaprak gibi dökülmeye başlamış. Bu demirlerin dayanımından artık söz edilemez. Bu yapı açıkçası çok sağlıksız mutlaka incelenmesi yeniden yapılması gerek. Bu ultrason cihazı ile duvarlara zarar vermeden betonun niteliğini ölçeceğiz. Betonun içerisine yüksek frekanslı ses dalgası göndererek betona zarar vermeden ölçmüş oluyoruz. Beton içerisindeki sismik yüksek frekanslı ses dalgalarının varış zamanlarına bakıyoruz. Ne kadar çabuk ses dalgası alıcıdan vericiye hızlı giderse beton kalitesi o kadar yüksek oluyor. Burada zamanı okuyoruz. Şu an beton kalitesi oldukça düşük. Sadece yapı değil yer de bu konuda çok önemli. İkisinin birden değerlendirilmesi lazım ama sağlıksız yapılar bunun gibi içerisinde deniz kumu kabuğu olan yapılar zaten riskli” şeklinde konuştu.
“ANADOLU YAKASINDA BİRÇOK KÖPRÜDE BÖYLE GÖRÜNTÜLER VAR”
İşe gitmek için burada her sabah toplu taşıma beklediğini belirten Fatma Akçay, “Felaket, hiç iç açıcı değil. Bir çoğunda var. Anadolu yakasında birçok köprüde böyle görüntüler var. Daha duyarlı olmaları lazım. İnsan canının bu kadar ucuz olduğunu düşünmüyorum” dedi. Can Uzun, “Görüldüğü gibi bir şey anlatmaya gerek var mı? Yıkık, yakında çöker zaten bir şey demeye gerek yok” diye konuştu.
İBB’den ise henüz açıklama yapılmadı.