30.04.2024 - Ankara Etkinlik ve Şehir Rehberi

24 Can kurtaran Cübbeli Kahraman: Av. Alperen Cihan Çetinkaya

İzmir’de avukatlık yapan Alperen Cihan Çetinkaya, İzmir depremi esnasında yaptığı yardımlar ve kurduğu oluşum ile adından oldukça bahsettirmiş ve İzmir’de tanınan bir avukat.

24 Can kurtaran Cübbeli Kahraman: Av. Alperen Cihan Çetinkaya

24 Can kurtaran Cübbeli Kahraman: Av. Alperen Cihan Çetinkaya

Ülkemizin maalesef ki başına gelen bu hazin felaket esnasında depremin ilk günü 25 kişilik Arama Kurtarma ekibiyle beraber Hatay’a giderek enkaz çalışmalarına başlamış ve depremin 7.günü itibarıyla ekibiyle beraber tam 24 canı kurtarmışlardır. Tabii bunların hepsini televizyondan izlemek mümkün olmamıştır. Çünkü çalıştıkları enkazlar basından uzak ve sadece gönüllü ekibiyle çalıştığı enkazlar olmuştur.

İlk günden itibaren haykırışlarını, yardım isteklerini ve Hatay’da yaşanıp basına yansımayan birçok gerçeği sosyal medyasından duyurmaya çalışmıştır. İzmir’de ‘‘Bir avukattan daha fazlası” mottosuyla tanınan avukat gerçekten de enkaz alanında verdiği mücadele ile gönülleri fethetmiş ve bir avukattan daha fazlası olduğunu göstermiştir. Onu yakından görenler veya sosyal medyadan paylaşımlarını takip edenler olduysa kahramanlar her zaman pelerinli değil, bazen cübbeli de olabildiğini gördüklerini düşünüyoruz.

İzmirli Avukat Alperen Cihan Çetinkaya’nın sosyal medyasında gördüğümüz bazı paylaşımları onun ağzından aktarmak istiyorum:

-Hatay`a gittigimde elektrik, su tuvalet yoktu. ınsanlarin hepsi ya arabasinda ya kaldirimda kaliyordu. biz de 7 gün boyunca, dus almadan, ayni kiyafetlerle betonun üzerinde kaldik. herkes tuvaletini disariya yapmak zorunda kaldigindan kimi zaman hala yikilma riski olan binalara girip tuvaletimizi yapmak zorunda kaldik. öyle ki, cogu arkadasim tuvaleti gelmesin diye yemek bile yemiyordu.

-Enkazdan cikardigimiz cesetleri battaniyeye sarip kaldirima koyuyorduk. cenaze isleri islemediginden cesetler en az 24 saat yanimizda duruyordu. cesitli saiklerle cenazeleri calmaya calistiklarindan cenazeleri yanimiza alip onlarla kalmaya basladik, kimi zaman cok soguk olunca bazi arkadaslarim cesedin üzerindeki battaniyeyi alip isinmak zorunda kaldi.

-Depremin ilk 4 günü, antakya`nin ana caddesi haric benim tespit ettigim 5 kilometrelik alanda ne afad, ne kizilay, ne umke, ne de bir ahbap görmedim. cünkü buralarda kamera hic olmadi.

-Bazi enkazlarda canli olmasina ragmen hic müdahale edilemedi, bu videoyu paylastigim su saatlerde tek bir calisma yapilmayan enkaz sayisi, calisma yapilan enkazlarin en az 2 kati durumunda cünkü ekip ve ekipman eksikti.

-Kendi calistigimiz enkazlarda sadece bizim gönüllü ekibimiz vardi. ekipmanlarimizi ise bagiscilar sagladi. ilk 2 gün tarla capasiyla enkaz kazmaya calistik.

-Habere konu olabilecek canli cikmasi durumunda hemen bazi yetkililer gelip kameralara konustular sanki onlar cikarmiscasina. vallahi de billahi de biz kazdik, biz cikardik. ne zaman kamera gelse bir anda yanimizda 50 kisi belirdi, kameralar gittiginde bu kisiler de yok oldu.

-Enkaz calismamiz esnasinda ses tespit ettigimiz ve sesin giderek cilizlastigi hatta canli yayin yaptigim enkaza, sabah saatlerinde biz 2 saatligine dinlenirken bizden izinsiz gelen bir kizilay yetkilisi “türk arama ekibi olmaz, ben estonyali getirdim” diyerek bizi kendi enkazimizdan cikardi. bu tartismayi kazandik ama canliyi kaybettik!!!

-Hatay`da enkazina girmedigimiz binalarin sayisi, enkazina girdiklerimizin en en en az iki kati. su an itibariyla hala bu enkazlara girilmedi.

-Afad ve ahbap`tan israrla jeneratör ve hilti istememize ragmen hic bir sekilde dönüs yapilmadi. bu ekipmanlar bize saglansaydi bunlar yokken dahi kurtardigimiz 24 canin sayisi, 44 olabilirdi!

-Bir canliyi tespit ettigimizde bir anda ankara itfaiyesi alanimiza girdi. sorun yok sonucta amac ayni dedik ve izin verdik. ankara itfaiye müdürü, canliyi cikardiktan sonra 150 kisilik kurulan koridorla asagiya sedye ile indirilmesi gereken vatandasin sedyesini birakmadi ve asagiya kadar koridordakileri kenara cekerek indi. tam sedyeyi ambulansa koyarken özel harekat polisi “tamam birakabilirsiniz” deyince, “sen kimsin be” dedi. düsünün bunlar enkazdan can cikarken yasaniyor! olaya müdahale ettik, vatandasi ambulansa 10 saniye icinde bindirdik. arkamizi döndügümüzde ankara itfaiye müdürü, önceden haber verdikleri basina demec verip, makam.mevki sahibi olmak icin ankara`ya selam cakiyordu. ankara itfaiye müdürü, bizim enkazimizda kendi reklamini yapmistir. vallahi de billahi de canliyi tespit ettik, tespit ettigimiz duyulunca basinla beraber olay yerine geldiler!basin yokken 10 kisi calisan ekibimizin sahasinda, basin gelince bir anda 150 kisi oluyordu!

-Toplanilan yardimlar hatay il jandarma ve expo alanindaki depolara indirildi ve yakin cevreler haric ilk 4 gün boyunca kesinlikle dagitilmadi. arka mahallelerde gördügünüz yardimlar bazi yardimseverlerin sahsi olarak dagittigi yardimlardir.

-Depremin 4. günü afad`a gittim ve “bir kadin ile cocugu disarida donmak üzereler lütfen bir cadir alabilir miyim?” dedim. maalesef veremiyoruz dedi. evet dogru okudunuz.

-Ekip arkadaslarima sahte “ses var” ihbari yapilarak enkaza cagrilmis ve 20 kisilik silahli sahislari gören ekibimiz canlarini kacarak kurtarmislardir. ekip ve ekipman gönderilmeyen yerlerde bazi sahislarin arama kurtarma ekiplerini rehin alarak enkaz aratmaya calismislardir.

-Yagma ve hirsizlik icin yapilan sahte hatay baraji yikildi ihbariyla enkazi terk etmek zorunda kaldik ve o an ses aldigimiz sahistan enkaza döndügümüzde bir daha ses alamadik.

-Enkazda bir kiz cocugu bulduk baba kizini korumak icin kollariyla sarmis ancak ölmüs, bu nedenle vücudu cok katiydi kizi alabilmek icin kizin gözlerin önünde babasinin kolunu kesmek zorunda kaldik.

-Cikaramadigima en cok üzüldügüm kisi enkazin icinden -sizi seviyorum- diye seslenen kisiydi. maalesef ki tüm calismalarimiza ragmen kisiye ulasamadik ve bir daha haber alamadik.

-Enkazdan cikardigimiz iki cesetten birisi 10 yaslarinda bir kiz cocuguydu. yaklasik 30 saat olmasina ragmen cenaze isleri cesetleri almadigindan yanimizda yatiriyorduk. bu esnada kizin babasi oldugunu idia eden yabanci bir vatandas geldi, sahsa cenaze isleri olmadan teslim edemeyecegimi söyledim. aradan bir saat gectikten sonra iki kisi geldiler ve diger kisi ben kizin babasiyim dedi yarim türkce ile. sonra hanginiz babasi ikiniz de babasiyim diyorsunuz dedim ve biz yanlis anlattik dediler ve sahislari gönderdim. sahislardan ilki, karisiyla beraber yanimiza geldi. gelir gelmez karisi “biz neden geldik, bu binada oturmuyoruz ki” deyince sahislara tepki gösterip uzaklasirdik. organ mafyasi veya tacizci olma ihtimali cesedin saatinden dolayi mümkün degildi, bu esnada silopi`de görev yapan özel harekatin “bunlar silopide de cok, regl olmayan kiz ayaklarini veya kedi ayaklarini kesip hitit büyüsü yapiyorlar.” dedi. maalesef ki yaptigimiz arastirmada bu tarz sapkinliklarin oldugunu ve babasi dahi olmayan bir sahsin israrla cesedi istemesinin ve biz kovalayinca bir daha gelmemesinden amacini anlamis olduk. büyü yapmak icin cesedi calmaya calisiyorlardi.

-Yurtdisindan hizla gelen arama kurtarma ekipleri havalimanlarinda bos bos bekletildi. koordinasyon olmadigindan ben bunlari ilk kez depremin 4. günü gördüm. estonya ve libya arama kurtarma ekiplerini organize eden sadece bir cevirmen vardi, 1!

-Kizilay sahada asla yoktu! her depremin ünlüsü müge anli asevi, günlerce il jandarma komutanligi cevresinde bekledi.

-İnsanlarin degil abdest almak, icecek suyumuz yokken. mobil tuvalet yollanacagina, mobil mescit yollandi.

-Tarikatci gözüken bir adam kendini cadira zorla atmis insanlara para sikistirarak allah razi olsun dedirtmeye calisiyordu. utanmadan, allah`tan korkmadan…

-Enkazimizda calisan operatör, gündüz ses tespit ettigimiz yerde calismaya devam ederken “benim uykum geldi, yeter artik, gönüllüyüm ben parayla calismiyorum.” deyip gece 3`te araci terk etti. belki yorulmustur, balki uykusu gelmistir ama son damlasina kadar savasmadan gitmesi ya da yerine birini getirene kadar durmamasi yanlisti. tam yarim saat boyunca arac calismadi ve gecenin 3`ünde sosyal medya araciligiyla operatör bulmaya calistik.

-Hatay`a giderken kasitli olarak, buraya girilemeyecegi ve sehir girisinde araclarin cevrilerek geri gönderildigine iliskin sahte haber yayildi. biz aslanlar gibi girdik ama hatay`da telefonumuz cekmedigi icin bu habere inanan bir cok dostum geri dönmüs ve onlar benimle irtibat kurup geri dönene kadar coktan 3. gün olmustu. bu gün kaybindan dolayi; donarak yitirdiklerimizin sayisi, deprem nedeniyle yitirdiklerimizden cok daha fazlaydi.

-Enkazdan bir ses aldik bir kadin sesiydi. enkaza ulastigimizda bir tane de cocuk oldugunu gördük. kadin “size emanet” der gibi bakip can verdi. o kiz cocugu kapak fotografindaki minigimizdi…

-Cekim alanim muhtesem diye dandik dundik reklamlar yapan operatörler kafasini kuma gömdü ve sehre girdigimiz andan itibaren disariyla neredeyse tüm iletisimimiz kesildi. bu nedenle bircok yardimi isteyemedik, organizeyi gerceklestiremedik.”

Kaynak: ,

https://www.instagram.com/av.alperencihancetinkaya/

https://eksisozluk.com/bir-avukatin-kan-donduran-deprem-izlenimleri–7591506

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.