Bahçeli’den ‘Sinan Ateş cinayeti’ açıklaması

Bahçeli’den ‘Sinan Ateş cinayeti’ açıklaması

Bahçeli’den ‘Sinan Ateş cinayeti’ açıklaması

MHP Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin küme toplantısında konuştu. Bahçeli, 53 yılını geride bıraktıkları siyasi uğraşın her etabının zorluklarla geçtiğini, yürüdükleri her yolun dikenlerle tuzaklandığını belirterek, “Elbette bu kutlu seyahat ikna edilmişlerle değil inanmışlarla, kapı ortasından bakanlarla değil kapıyı omuzlayıp içeri giren fedailerle yürünmüş, bundan sonra da bu türlü olacaktır. Aka karışmayıp tavaya bulaşmayanlarla, balkondan seyredip suya sabuna dokunmayanlarla ne can beraberi olunacak, ne de ülkülerimizin peşinden gidilecektir. Türk milletinin karşısında birikmiş tehditler, bilenmiş tehlikeler aynısıyla Milliyetçi-Ülkücü Hareket için de geçerlidir ve bu durum olağandır. Zira bizim siyasetteki gayemiz Türk milletinin hayat ve varlığının koruması, yeri gelirse de hesapsızca müdafaasıdır” dedi.

‘TEK BİR ÜLKÜDAŞIMI EZDİRMEYECEĞİM’

Milliyetçi Hareket Partisi’ni olmadık suçlamalarla durdurmaya, Cumhur İttifakı’nda çatlak oluşturmaya çalışıldığını söyleyen Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi’ni toplumsal medyaya yuvalanmış trol teröristler eliyle fitne anaforuna çekmeyi amaçlayıp çarşaf çarşaf iftira kusan vatansız namussuzlara, 2023’ü zilletle karalamak isteyen devlet karşısı namertlere Allah şahit olsun ki müsaade etmeyeceğiz. Endülüs’ü fetheden Tarık Bin Ziyad’ın dediği üzere, ardımızda düşman üzere deniz, önümüzde deniz üzere düşman olsa da geri dönmeyeceğiz, sabır ve sadakatle ömür verdiğimiz haklı gayretimizden ödün vermeyeceğiz, menfur bir cinayetin içine tertemiz davamızı, pirüpak dava arkadaşlarımızı çekmek için kudurmuş üzere faaliyete giren kansızlara eyvallah etmeyeceğiz, tamam demeyeceğiz. Sabrın boyun eğmek değil, gayret etmek olduğunu cümle aleme daima birlikte göstereceğiz. Allah’tan korkmayıp cennetten çıkmayanlar, çakal olup Bozkurt’a diş gösterenler, münafıklığın her türlü yüzünü sahneye sürenler, densizin devesi üzere çan çan ötenler, şunu bilhassa unutmasın ki, tek başıma kalsam da davayı çiğnetmeyeceğim, tek bir ülküdaşımı ezdirmeyeceğim, sonu mevt de olsa surda gedik açtırmayacağım. Karın ağrısı çekenlere, bir cinayet üzerinden siyasi kurgu yapanlara tekrar haykırıyorum; adayımız belirli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. ‘Acaba yutar mıyız?’ diye hesap yapanlara sesleniyorum; deneyin de görün anyayı Konya’yı, Cumhur İttifakı haram otobanı olmuş pis boğazınızda lokma lokma kalacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi aklınızı alacak, şer odaklarını şaşkına çevirecektir” dedi.

‘BİZİ CİNAYETLE TIPKI KAREDE GÖSTERMEK İSTEDİLER’

Bahçeli, eski İdeal Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Lideri Sinan Ateş cinayetiyle ilgili de, şunları söyledi:

“30 Aralık 2022 Cuma günü, Ankara’nın Çukurambar semtinde hunhar bir suikast vuku buldu. Bu kanlı olay gerçekleşir gerçekleşmez, perde ardının aralanması, sislerin dağılması, önünün ve ardının aydınlığa kavuşması emeliyle sabır ve sebatla beklemeye koyulduk. İsimli ve idari soruşturma sürecinin teferruatla ve titizlikle yapılabilmesi amacıyla her gelişmeyi yakından takibe başladık. Çünkü ortada güpegündüz işlenmiş bir cinayet vardı. Tabanı görünmeyen kuyudan su içmediğimiz, bilmediğimiz göle girmeyeceğimiz herkesin malumudur. Lakin kanlı akın gerçekleştikten çabucak sonra, adeta tek bir merkezden buyruk almışçasına Milliyetçi Hareket Partisi’ne organize ve örgütlü bir akın ivme alarak sürat kazandı, daima olarak da kamçılanıp körüklendi. Tüm FETÖ’cüler partimize karşı algı operasyonları kanalıyla yeni bir kalkışma başlattılar. Cinayetin gölgesi birden teğe Milliyetçi Hareket Partisi’ne düşürülmek istendi. Bir iç hesaplaşmanın olduğu devamlı surette argüman edilip gündemde tutuldu. Bu türlü vakitler duygusal taşkınlığın akli melekeleri kilitlediği kaotik ve düzensizlik vakitleridir. Ve dikkat, temkin, önlem, sabır, uyanıklık kuraldır. Üstelik bu zahmetlerle karılmış vakitler, fitnenin sadağından çıkmış ok üzere sağa sola saplanmak için gaye aradığı alacakaranlık vakitlerdir. İmam Şafi’ye sormuşlar; ‘Fitne vakti hakkı tutanları nasıl anlarız?’ Karşılık vermiş; ‘Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.’ Biz de bu manevi öğüde riayet ederek düşman oklarını takip ettik. Nihayetinde tehlikeyi sezdik, hamlesi gördük. Milliyetçi Hareket Partisi ve Dava Ocakları’yla en küçük bağ ve ilişkisi olması şöyle dursun, devamlı kundaklayıp kurutmaya çalışan tesir casusları, içimizden devşirilmiş siyaset artıkları, HDP’sinden CHP’sine, komünistinden bölücüsüne, FETÖ’cüsünden PKK’lısına kadar tüm şirret ve nefret odakları bizi cinayetle birebir karede göstermek üzere vahim bir günaha ortak oldular. Hiç kimse aklından çıkarmasın, kurt kışı geçirir, lakin yediği ayazı unutmaz, unutamaz, unutmayacak.”

‘SİYASİ BİR HESAPLAŞMAYA ÇEVİRDİLER’

Bahçeli, Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın bahis hakkındaki açıklamalarıyla ilgili de, şöyle dedi:

“Adına ‘Zafer’ denilen yenilmiş ve casusların şebekesine dönmüş marjinal bir partinin ümitsiz hadisesi, ‘Hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz’ açıklamasıyla cumhuriyet savcılarının misyon alanına giren bir açıklamada bulundu. Bu istihbarat fosiline bildiklerini sormak kuşkusuz onurlu Türk savcılarının ana vazifesi olduğunu buradan hatırlatmak, gereğinin yapılmasını istemek hem çağrım hem de misyonumdur. Artık de parti binalarına ‘yerli ve ulusal katil kim’ yazılı afişler asacak kadar küçülüp yeri tabanına geçtiler. Cinayeti müfterilik gösterisine dönüştüren, prestij cellatlığını pusula yapan, Cumhur İttifakı’nı sarsmayı ve Milliyetçi Hareket Partisi’ni anılan hücumla irtibatlandırmak için binlerce FETÖ hesabı açıldı. Pensilvanya menşeli ve merkezli toplumsal medya akınları ağır olarak yaşandı, yaşatıldı. Azılı MHP düşmanları günbegün bu mevzuyu gerçek mecrasından saptırarak siyasi bir hesaplaşmaya çevirdiler. TBMM’de yuvalanan terör seviciler soru önergesi vererek sıkıntıyı uygunca kanatmayı ve karıştırmayı denediler. Toplumsal medyada, yakalanan cinayet faillerinin söz tutanakları kripto damar vasıtasıyla devamlı servis edildi. Aleyhimize, aslı astarı olmayan ihbar ve itham dolu düzmece tezler başta CHP olmak üzere başka zillet partilerinin, teröristlerin, bölücülerin, küreselcilerin, kozmopolit mankurtların, tescilli devlet ve millet muhaliflerinin eline tutuşturulup tıpkı kabahat örgütlerine sözcülük yaptıkları üzere sıkıntıyı sahiplenmeleri için siyasi iklim ve istismar ortamı açıldı. Biz damgalı iftiracıları, bunlara figüranlık yapan onursuzları tanıyoruz. Nefesimizle de enselerinde olduğumuzu söz ediyoruz. Milletvekillerimiz ahlaksızca suçlandı. Başkanlık Divanı üyesi arkadaşlarım töhmet altında bırakıldı. Dava Ocakları hain bir kuşatmaya alındı. Milliyetçi Hareket Partisi’ne cinayetin ihale edilmesi emeliyle şiddetli bir cephe açılıp ittifakla harekete geçildi.”

‘BÖYLESİ TEZGAHLARA KARNIMIZ TOK’

Ülkücüyü öteki gören, Mehmetçik katilleriyle el birliği yapan CHP Önderi Kılıçdaroğlu’nun da geçen hafta paylaştığı bir toplumsal medya bildirisiyle, MHP’nin suskunluk nedenini sorduğunu hatırlatan Bahçeli, şöyle konuştu:

“Hz.Mevlana’nın motamot dediği üzere, ‘Suskunluğumuz asaletimizdendir. Lakin bir lafa bakarız laf mı diye, bir de söyleyene bakarız adam mı diye.’ Sayın Kılıçdaroğlu, sessiz değilim, yalnızca firavun taktiklerinizi, edepsiz imalarınızı, düzeysiz ithamlarınızı seyredip gerekli notlarımı aldım, alıyorum. Bu siyaset defosu, gençlerimizin mafyacılık oynadığını, onları teslim etmem gerektiğini, gündemdeki sıkıntıyı 3-5 torbacıyla da geçiştiremeyeceğimi ileri sürdü. Neyi kast ettiği ayan beyan ortaya çıkmış oldu. Bak Sayın Kılıçdaroğlu, senin sağında solunda, yanında yörende konuşlanan teröristlerle Ülkücü Türk gençliğini sakın ola karıştırma aymazlığına düşme, bu gaflete kapılma. Sen her şeyinle aslında teslim olmuşsun, sen ihanete el sallamış bir kimliksizsin, azılı katillerin dümen suyuna çoktan girmişsin, bizim ortamızda senin bildiğin ve yakın mesai içinde olduğun tiplerden tek bir genç yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Her bir ülkücü genç, Türk-İslam Davasının örnek bir şahsiyeti, davasının yılmaz bekçisidir. Bizim vakti geldiğinde teslim edeceğimiz yalnızca Allah’a can borcumuzdur. Kılıçdaroğlu, şayet yüreğin varsa, gözün kesiyorsa buraya gel, tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini göreyim. PKK’nın boyunduruğuna girmiş bir partinin, siyasi bölücülüğü bağrından çıkarıp Türkiye’nin başına bela etmiş kuluçka bir siyasetin bize parmak sallayıp sütten çıkmış ak kaşık pozu vermesi milletimizin aklıyla ve ferasetiyle alay etmektir. Zira CHP demek, HDP ve PKK’yla koyun koyuna yatan parti demektir. Böylesi tezgahlara karnımız toktur, CHP’yi bilen bilir, Milliyetçi Hareket Partisi’ni de bilen bilir. Elinde Ülkücü kanı olanlardan, Davacıya en ağır bühtan ve küfrü reva görenlerden ne duyacağımız, ne de öğreneceğimiz bir şey vardır. Milliyetçi Hareket Partisi’ni uyuşturucu çeteleriyle, kiralık tetikçilerle, torbacılarla, cinayet örgütleriyle, eşitlemeye, bir göstermeye, tıpkı kazana atmaya niyetlenmiş, buna heves etmiş kim varsa gurursuz defa onursuzdur.”

‘YAPTIKLARINI YANLARINA BIRAKMAYACAĞIZ’

Bahçeli ayrıyeten, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını vurgulayarak, “O vakit geldiğinde saldırganların, koro halinde zehir saçan müfterilerin, bilmiyorduk, farkında değildik, kullanılmışız, kandırılmışız, kusur etmişiz, pişmanız demelerine hiç kimse aldırış etmeyecektir. Bunların yaptıklarını ne yarına ne de yanlarına bırakacağız. Bizi cinayete karıştırmak için tezvirat üretenleri de hem Allah’a hem de hukuka havale etmek görevimizdir. İşleyen yargı sonucunu sabırla bekleyip suikastın amaç ve motivasyonunun iç örgüsünü tam manasıyla görmek kanaatimce en gerçek olanıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurumsal ve hukuksal kişiliğini bu cinayetle irtibatlandıranlar savlarını ispat etmezlerse onursuzdur ve onların peşlerini asla bırakmayacağımızı bilmelerinde fayda vardır” dedi.