Doğduğunda bir çöp kutusuna atılmıştı, o şimdi mucit ve milyoner!

Doğduğunda bir çöp kutusuna atılmıştı, o şimdi mucit ve milyoner!

Doğduğunda bir çöp kutusuna atılmıştı, o şimdi mucit ve milyoner!

Doğan her çocuğun neşeli ve acıklı bir hikayesi vardır.

Freddie Figures’in yaşamı ise dramatik olduğu kadar ders alınacak bir öyküyü barındırıyor.

Hayatının ilk adımlarında böyle bir gelişmeyi çok az kişi hayal edebilirdi.

“Koşullarınızın kim olduğunuzu tanımlamasına izin vermeyin.” Bu, 33 yaşındaki Freddie’nin, bugün hayalleri olan ve onları gerçekleştirme şansı olmadığını düşünenlere verdiği öğüt.

Freddie, 8 yaşındayken içine doğduğu dramatik koşulları öğrendi. Uzun zamandır kafasını kurcalayan ama bir türlü cevap bulamadığı soruyu babası Nathan’a sordu.
Babasından aldığı şok cevap sonsuza dek zihnine ve ruhuna kazındı.

Babası, “Bak, seninle açık konuşacağım, Freddie. Biyolojik annen seni terk etti. Betty ve ben seni çöp kutusunda bulduk. Gönlümüz elvermedi, seni yetimhaneye göndermek istemedik ve evlat edindik. Sen bizim oğlumuzsun.”
Böylece Freddie, doğduğunda biyolojik annesinin onu Florida’da bir çöp kutusuna bıraktığını öğrendi.

BBC’ye verdiği demeçte, “Bana söylediğinde çöp olduğumu düşündüm. Başımdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim. Ama babam omzumdan tuttu ve dinle Freddie, bu seni hiç rahatsız etmesin, hayal kırıklığına uğratmasın. Yola çık ve yürü” deyip, bana yaşama cesareti verdi, bir hedef gösterdi.

Betty Mae ve Nathan Figgers

Nathan Figures bir bakım işçisi ve tamirciydi, Betty Mae Figgers ise bir çiftlik işçisiydi. Kuzey Florida’da yaklaşık 8.000 kişilik kırsal bir topluluk olan Quincy’de yaşıyorlardı. Freddie’i 1989 yılında çöp kutusunda bulduklarında 50’li yaşlarındaydılar. Kendi çocukları olmasına rağmen 2 günlük Freddy’i alıp, evlat edinmeye karar verdiler.

Freddie, ailesinin kendisine karşı çok sevgi ve saygı gösterdiğini belirtti; ancak yaşadığı mahalledeki çocukların kaba ve saygısız davranışlarından rahatsız olduğunu da dile getirdi.

Freddie, “Mahallemizdeki çocuklar, çöp kutusundan çıkarılma hikayemi bildikleri için bana, ‘çöp yavrusu’, ‘çöp’ lakaplarını takıp, ‘pis’ olduğumu ve kimsenin benimle oyun oynamak istemediklerini söylediklerinde o zaman çok üzülmüştüm. Bazen okul otobüsünden indiğimi hatırlıyorum ve çocuklar arkamdan gelip beni bir çöp kutusuna atıp bana gülüyorlardı” dedi.

İlk Macintosh ile Freddie Figgers

Ancak bütün bu yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen babası onun hep yanında dik durdu. Destekleyip, moral verdi. Ona başkalarının ahlaksızlıklarına güvenmemeyi ve her zaman ihtiyacı olanlara yardım etmeyi öğretti. Ve ona eski bilgisayarı verdiğinde, ona teknolojide bir gelecek hayal etmeye başlaması için temel de vermiş oldu. 12 yaşında okuldaki öğretmenler onun bilgisayarlara olan özel yeteneğini çoktan fark etmişti. 15 yaşında şehirdeki su basıncını ölçen ilk bilgisayar programını yaptı. 22 yaşında ilk patentini aldı.

Bir akrabası şeker komasına girmiş ve ölmüştü. Bu durum Freddie’yi çok etkilemişti. Bunun üzerine Freddie, bir kişinin şeker seviyelerini en yakın akrabasıyla otomatik olarak paylaşan ve doktorun da görebilmesi için sonuçları hastanın elektronik tıbbi kaydına ekleyen akıllı şeker ölçeri icat etti.

Aynı yaşta telekomünikasyon şirketi Figgers Communication’ı da kurdu. Figgers Communication, ülkedeki siyahların sahip olduğu tek telekomünikasyon şirketi.

Freddie, 2015 yılında bir avukat olan Natlie Figgers ile evlendi ve küçük bir kızları oldu. İşlerinin yanı sıra, eğitim ve sağlık projelerine yatırım yapan ve dezavantajlı çocuklara ve ailelere yardım eden bir vakıf yönetiyor.

Freddie, küçük kızına hayatla ilgili vereceği en önemli tavsiyenin “dünya ne kadar soğuk görünürse görünsün asla pes etme” ve karşılaştığın her insanın hayatında olumlu bir etki yaratmaya çalışmak olacağını söylüyor.